“Daha fazla bilgi için iletişime geçebilirsiniz”
Türk Hukuku’nda kanunların belirlediği durumlar dışında tarafların avukat ile temsil edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Herkesin mahkemelerde kendini temsil etme hakkı bulunmaktadır. Ancak Hukuk sistemimiz geniş bir yelpaze şeklinde olduğu için hukuki durumları ince eleyip sık dokumak icap eder. Kişinin avukat olmadan tek başına kendini mahkemelerde temsil etmesi zor bir durumdur. Avukat olmadan davasını yürütmek isteyen şahıs hak yitirilmesine uğrama olasılığının yanında maddi ve içsel olarak da zarara uğrayabilecektir. Bu nedenle davanızı bir avukatla yürütmeniz hatta davadan ilkin mümkünse bir avukata danışmanızı şiddetle tavsiye ederiz.
Bir Avukatın sağlamış olduğu faydalardan yararlanabilmek için ilk önce avukatınızla “Avukatlık Hizmet Sözleşmesi” imzalamanız gerekmektedir. Daha sonrasında ise lüzumlu olması halinde noterden vekaletname çıkartmalısınız.
Avukatlık Kanunu gereğince Avukatınızın size sunduğu hizmete nazaran bir bedel ödemek durumundasınız. Bu bedelin asgari ücreti her yıl Resmi Gazete’de yayımlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” ile belirlenir. Tarifede belirtilen tutarlar altında iş yapılması Avukat açısından da disiplin suçudur.
Evet açabilirsiniz. Fakat hukuk çok karmaşık ve incelik isteyen bir konudur. Profesyonel bir yardım hem zamandan hem paradan tasarruf sağlar. Haklı çıkmak, haklı olmaktan çok farklıdır. Nasıl bir yanlış iğne insanların hayatlarını karartabiliyorsa, duruşmada dile getirdiğiniz yanlış bir cümle, dilekçenizde yer alan hatalı bir beyan da davanızı çok zor durumlara sokabilir. |
Söz konusu davalar olduğu vakit hiçbir zaman hiçbir duruma kesin gözüyle bakılmaması gerekir. Bu nedenle hiçbir zaman “kesin” gibi bir kelime kullanıp müvekkillerimize bir taahhüt vermeyiz. Aksi takdirde hizmet değil umut satmış oluruz. Müvekkillerimize verebileceğimiz tek taahhüt dava veya işinizi elimizden gelen en iyi şekilde, en yüksek gayret ve çaba ile takip edeceğimizdir. |
Boşanma davası açmak isteyen tarafların anlaşmalı boşanma veya çekişmeli boşanma davasında sürecin ne zaman sonlanacağına ilişkin endişeli soruları söz konusu olabilmektedir. Uygulamada deneyimlediğimiz kadarı ile anlaşmalı boşanma davaları düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolü sonrasında protokolde bir eksiklik söz konusu olmadığı veya başkaca bir aksilik söz konusu olmadığı sürece tarafların katılımı ile hakim huzurunda tek celsede boşanabilmektedirler. Tarafların boşanma için uygun gün alması sonrası kesinleşme ve gerekçeli kararın yazımı süreci ile birlikte ortalama olarak 1,5-2 ay içerisinde nüfusa boşanma kararı işlenmiş olmaktadır.
Çekişmeli boşanma davaları ilk duruşmanın ön inceleme ikinci duruşmanın tanık ve üçüncü duruşmanın karar olması en iyi ihtimalinde de duruşmalar minimum üç celsede karara bağlanmaktadır. Bu husus deneyimlerimiz sonucu edindiğimiz ve paylaşmakta olduğumuz bir bilgidir. Mahkemelerin iş yükü ve diğer hususlar gözardı edilmemelidir. Boşanma süreçleri üç celseden uzun süren ve iki celseyi bulan çekişmeli boşanma davaları da muhtemeldir. Ortalama olarak bir yılda boşanma kararı alınmakta. Üts yargı yoluna başvurma durumunda kararın kesinleşmesi iki yılı bulabilmektedir. Bu husus sadece bir paylaşım ve düşüncedir. her kişinin davası öz ve farklı gerekçelerle olması sebebi ile davanın sonuçlanma sürecini halk dilinde “boşanma avukatı” olarak tabir edilen avukatınız ile görüşmenizde de fayda vardır.
Evlilikte 1 yıl dolmadan anlaşmalı boşanma yapılamaz ancak çekişmeli boşanma davası her zaman açılabilir.
Mahkeme nafakayı, tarafların sosyo-ekonomik durumlarına ve kusur durumlarına dayanarak belirler. Burada nafaka bağlanması için temel kriter nafaka talep eden tarafın boşanma ile birlikte yoksulluğa düşecek olmasıdır. Ayrıca nafaka talep edecek eşin daha fazla kusurlu olmaması gerekir. Yine velayet kendisinde olmayan taraf çocukların giderlerine katılmak amacıyla iştirak nafakası ödemek zorundadır.
Boşanma ile birlikte taraflar birbirlerinden kusur durumlarına göre nafaka, maddi tazminat ve manevi tazminat talep edebilirler.
Boşanma davasında tarafların anlaşamaması halinde müşterek çocukların velayetinin kime verileceğini Mahkeme belirler. Bu belirlemeyi yaparken mahkeme çocuğun yüksek yararını gözetir. Mahkemelere bağlı çalışan Sosyal Çalışma Uzmanları çocukla, aile üyeleri ile gerek görürse çocuğun öğretmen ve arkadaşları vb ile görüşüp, velayeti talep eden ebeveynin çocuğa sunacağı fiziki şartları da değerlendirerek bir rapor hazırlar. Çocuğun gelişimi için en uygun fiziki ve psikolojik şartları sağlayacağı düşünülen ebeveyne velayet verilir.
Av. Adem Gündüz ® 2022 | Tüm Hakları Saklıdır.